Ksenoglosi Bilinmeyen Dilin Konuşulması ve Ruhsal İletişim
Ksenoglosi nedir? Ksenoglosi (Xenoglossy) terimi ilk kez Nobel ödüllü Fizyolog Charles Richet tarafından 1913 yılında tanımlanmıştır. Kelime, Yunanca “xenos” (yabancı) ve “glossa” (dil) kelimelerinden türetilmiştir. Ksenoglosi, kelimesi terim olarak; “daha önce bilinmeyen bir dilin bir anda konuşulması ve yazılması” anlamına gelir.
Kelime, daha önce tanımlanamamış olan “bilmediği dilde konuşma ve yazma” vakalarını tanımlayabilmek için türetilmiştir.
Ksenoglosi’nin Görüldüğü Durumlar
- Kaza sonrası yeni bir dilde konuşma ve kaza sonrası yeni bir dil öğrenilmesi
- Uykuda bilinmeyen bir dilde konuşmak
- Ağır travma sonrası yabancı bir dilde konuşma
- Rüyada bilinmeyen bir dilde konuşmak
- Korku, endişe, heyecan ve panik sonrası bir anda yabancı ve bilinmeyen bir dilde konuşmak
- Başa alınan darbeler sonrası farklı bir dilde konuşulması
Birdenbire hiç bilmediği bir dili konuşmaya başlayan insanlar yukarıda saydığımız ve benzer durumlarda bir anda farklı bir dilde konuşmaya başlayabilir. Özellikle geçirilen kazadan sonra veya uyku sırasında, rüya görürken farklı bir dilde konuşmaya başlayan insanların sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Peki bir anda insanların farklı bir dilde konuşması nasıl olabilir? Mekanizması nasıl işler? Bu duruma neden olan faktörler nelerdir?
Ksenoglosi ve Ruhsal İletişim
Düşünceler, ağız ve dil hareketleri ile madde boyutuna iletilir. Gerçekte konuşma veya iletişim maddesel değil telepatik yani ruhsaldır. Madde boyutuna farklı dillerde aktarılan seslerin işitme organı ile algılanması, beyinsel ve tanımsal olduğu için, ancak bizde bir karşılığı olduğunda sesleri anlamlandırabiliriz.
İletişim, tanımlanan bir kelime ve bu tanımın seslendirilmesi şeklinde gerçekleştiği için, her toplumun tanımlamaları kendine has farklılıklar içerir ve diğer toplumlar bu farklılıklardan dolayı seslendirilen tanımlamaları algılayamazlar.
Medyumlar ve ruhsal hassasiyeti yüksek kimselerin algılamaları ses tanımlamalarının ötesinde ruhsal özellikler içerir. Ruhsal iletişim enerjisel nitelik taşıdığı için çıktığı kaynağın maddesel tanımlamaları ile de madde boyutuna aktarılabilir.
Bu iletişimi şu şekilde örneklendirebiliriz. Bundan 100 yıl önce öğrenme, sadece okuma ve konuşma yoluyla anlatımla gerçekleştirilebilmekte idi. Günümüzde bir resmin nasıl yapıldığını öğretmek için bir ressamın hiç konuşmadan çizdiği resmi kaydetmesi ve video olarak yayınlaması yeterlidir. Bu videoyu aynı anda izleyen binlerce insan sadece görüntüleri izleyerek öğrenebilir. Video izlenirken yapılanların görülmesi yeterlidir, kimsenin konuşmasına ihtiyaç duyulmaz. 100 yıl öncesine gittiğimizde bu olayı tanımlamamız mümkün olamayacaktı.
Farklı bir örnekte bir insanın yüzüne baktığımızda, O insanın ruhsal durumu hakkında fikir sahibi olabiliriz. Üzgün, mutlu veya yorgun tanımlaması yapabilmemiz için, O insanın bize kendisini nasıl hissettiğini anlatmasına gerek yoktur.
Düşünceler ve Aktarılan Sinirsel Bilgiler
Ksenoglosi deneyimlerinde bir tanımlamanın farklı dillerde alınıp aktarılabilmesi telepatik iletişim olarak adlandırılabilir peki bu tanımlar nasıl benzer seslerle dışarı aktarılabilmektedir? Her düşünce ve tanımlama enerjisel bir mesaj niteliğindedir. Düşünce ile birlikte bir tanımlama oluştuğunda, o düşüncenin sinir sistemi üzerinden hangi kasları harekete geçireceği de, iletilecek mesajla birlikte oluşan düşünce ve tanımın içerisinde yer alır.
Bu sistemin nasıl çalıştığını bu yazıyı okurken kendinizi test ederek öğrenebilirsiniz. Yazılar onları gördüğünüz anda sese mi dönüşüyor? Okuma tarzınız ruhsal mı fiziksel mi? Eğer ruhsal veya zihinsel bir okuma gerçekleştirmiyorsanız gördüğünüz kelimeleri içinizden seslendiriyorsunuz demektir. İşte bu seslendirme esnasında istemsiz olarak zaman zaman ağız ve dil kaslarınız da hareket etmektedir.
Bu faaliyet bir bütündür ve enerji halinde tüm bilgiler yayılmaktadır. Bir tanımla ile birlikte o tanımlamanın sese dönüşebilmesi için hangi kasların hareket ettirilmesi gerektiğine dair bilgiler de yayılır. Ksenoglosi özelliği bulunanlar yayılan bu enerjileri algılayabilme yeteneğine sahip insanlardır. Kısacası telepatik iletişimin konuşma diline çevrimi diyebiliriz.
Madde Ötesi Varlıklar ve Ksenoglosi Bağlantısı
Ksenoglosi özelliği sadece yayılan bilgilerin algılanması ile ortaya çıkmaz. Madde ötesi varlıklar bu mekanizmayı kullanarak irtibat kurdukları insanlar aracılığı ile onların farklı dillerde iletişim kurmalarını sağlayabilirler. Madde ötesi iletişime ruhsal olarak daha yatkın olan medyumların “ksenoglosi” ile anılmalarının temel nedeni de budur.
Ksenoglosi ve Medyumlar
Bazı durumlarda medyumlar sadece iletişime aracı olurlar. Kullanılan dil içerisinde telepatik mesajlar bulunmadığında tanımlamalar; notalar gibi ancak bir araya getirildiklerinde kümeler oluşturan seslendirilmiş kelimeler olarak dili bilen muhataplarına iletilirler. Bu durumda medyum aracı olduğu konuşma hakkında bir bilgiye sahip olamayabilir.
Medyumun aktardığı konuşulan dil sadece madde ötesi varlıkların bildiği bir dil ise bu olay “poliglot medyumluk” olarak tanımlanır. Konuşulan dil tanımsız ve hiç kimse tarafından çözülemediğinde olay “glosolali” olarak adlandırılır. Bu tür diller eski uygarlıklar tarafından kullanılmış ölü diller olarak ta adlandırılmaktadır.
Konunun daha ayrıntılı bir şekilde kavranabilmesi için aşağıdaki konuları inceleyebilirsiniz.
Telepati Nasıl Yapılır?
Nesneler Üzerinden Telepatik Aktarımlar